İSKANDİNAVYA'DA GEZİ VE KAMP - 6

Nefer Telefonla Kumanda Cihazlarını İncelediniz mi?

     Başa Dön    Önceki Sayfa       

Karavanınızı Alın İsveç’e Gelin!

Gece konaklamak için kamp yeri aramaya başladık. Umea’ya ulaştık [GPS:UMEA].Umea Kamping 135Kr istedi . Önceki kampa 90 kron vermiştik, onun için  biraz pahalı geldi. Biz de yola devam etme kararı aldık. Umea yakınlarındaki bir dinlenme tesisinde geldiğimizde kilometremiz 734km olmuştu [GPS:PARK]. Birçok karavanın da konaklamakta olduğunu görünce biz de çadırımızı uygun bir yere kurup karavancılara katıldık. Saat gece 24 civarına gelmişti. İspirto ocağımızda bir çorba yapıp yedik. 9 Temmuz 2003 Çarşamba sabah 07 gibi de kalktık. İstanbul’dayken www.eurocampings.net İnternet sitesinden araştırdığımız kamp alanlarının listesini inceledik. Listede fiyatlar ve yıldız sayıları da vardı.

Çevremizdeki Kamp Alanları :

Skelleftea Camping 4* Stugby 21.10 EUR

Byske 5* Hausbad 23.20EUR 

Lulea 3* ( Arcus Lulea Camping ) 17.30 EUR

Finlandiya : Rovaniemi 3* (Ounaskoski ) 20.20 EUR 

Çadırımızı toplarken bir gün öncesinde Nermin’in göl kenarında düşürdüm dediği gözlük camını çadırın içinde buldum. Demek ki biraz da manzaranın ve doğanın güzelliğinden de olsa gerek öğleye kadar gözlük camının eksikliğini fark etmemiş?.  (Tabii ki Ferhat’ında geçen sene Şavşat çimeninde oturduktan sonra gözlüğünü çimenin üzerinde kaybettiğini ve 1 saat bunu aradığımızı belirtmeliyim) Güzel bir kahvaltıdan sonra tekrar yola koyulduk. Buraların enteresan bir güneşi var. Güneşi görünce yanıyoruz, bulut gelince, rüzgar esince üşüyoruz. Eşofmanlarımızı giyiyoruz. Buralarda Trafik sıkışıklığı denen olay yok  Yollar çok tenha ve  tamamen turistlere kalmış durumda. Buradakiler genellikle çekme karavanlar ile seyahat ediyorlar. Hatta İsveç ‘te Turistik tanıtım broşürlerinde “ Karavanınızı alın ve İsveç’e gelin” diye başlıklar var. Gerçekten çok haklılar. Burada yollar ve doğa bir harika. Doğayı sevenlerin buraları görmeleri lazım. Siz hiç son model mercedes’in bir karavan çekeceğini hayal edermisiniz? Biz gördük.  Son model Mercedes araba,  arkasında bir çekme karavan çekerek yol alıyor. Türkiye’de böyle bir şeye hiç rastlamak. İnsanların kıyafetleri lüksten çok uzak, sade ve rahat giysileri tercih ediyorlar. Aslında gelir düzeyi ve refah seviyeleri çok yüksek. Yollarda kamyon ve kamyonet pek yok. Kamyonların hemen hepsi TIR. İsveç yollarında karavanları bol bol görüyorsunuz.. Bizdeki gibi sadece otel müşterisi beklentileri yok. Zaten otel sayısından çok daha fazla kamp alanları var. Oteller sadece şehir merkezlerinde var. Kamplarsa her yerde var. Türkiye’dekilere benzer tatil köylerine bile hiç rastlamadık. Buraları gördükçe ; Türkiye’nın Kamp ve Karavanlara kucak açacak mekanlarının çoğalmasını ve beton yığını yazlıkların azalmasını temenni ediyoruz.

İsveç’te bir yol kenarı park alanı

         İsveç; doğa ve doğa sporları cenneti. Hem yazın hem de kışın turist çekiyorlar. Kamp alanlarında ısıtmalı bungalovlar da var. Yazın rafting, balık avlama, kano, doğa yürüyüşleri ve deniz. Burada deniz dışındakilere katılıyoruz buranın denizi bize göre değil!. Tabii ki serin deniz sevenler girebilir. Kışın ise kayak ve karla ilgili sporlar yapılabiliyor. Burada her kasaba kendini turizm yönünden tanıtmış. O bölgeye girmeden ( i ) turizm bilgilendirme durakları var.Bizdeki otobüs durakları gibi.  Bazılarında sadece bilgi tabelası bazılarında ise broşürler ve haritalar var. O bölgede neler bulunduğunun bilgisini alabiliyorsunuz. Her yerleşim alanında müze var. Buralarda özel müzeler son derece yaygın. Park alanlarındaki WC/su gibi kullanımlar ücretsiz. Buralar oldukça sakin kuzeye çıktıkça daha da sakinleşiyor. Kocaman İsveç’te 8 Milyon insan yaşıyor ve bunun çoğunluğu da güneyinde. Yollar oldukça güzel. Buralar bize Karadeniz yaylalarının iklimini anımsatıyor; gündüz sıcak gece soğuk. Ama burada gece olmuyor ve o kadar yağış yok.

        Bir yerleşim yerine geldiğimizde önce Turistik bürolara veya duraklara uğrayıp , ilgili broşürleri alıyoruz. O bölge için önemli olan yerleri inceliyoruz. Bize göre önemli olanları sıraya koyup ve orada ne kadar kalmayı planlıyorsak zaman unsurunu da göz önüne alarak, bir gezi planı çıkarıyoruz. Çünkü bir yerdeki her müzeyi , her parkı , her tarihi yeri ....vb görme şansı olmuyor. Arasından seçme yapmak durumunda kalıyoruz. Bazen seçim sonucu bizi mutlu ediyor , bazen de buna zaman ayırmaya değmez dediğimiz oluyor. Ama bunu denemeden bilme şansımız olmuyor. Bu yazdıklarımız bizden sonra buralara gidecek arkadaşlar için rehber olacaktır. Bizim deneyimlerimizi de dikkate alarak daha doğru seçimler yapacaklarını umut ederiz.

         Bu kilise 25 Mart 1925 yılında yapılmış. İlk 1915’de yapımına başlanmış  ancak kötü hava koşulları nedeni ile tamamlanması 1925’de olmuştur. İçi sade idi.

Skelleftea’da Olavs Kyrka  Kilisenin Orgu

Skelleftea

Skelleftea’ya saat 12’de varıyoruz [GPS:SKELLF]. Otoparklar ücretsiz. Otoparklarda karavanlara ücreti karşılığında elektrik de veriyorlar. Çarşısında 2 saat kadar dolaştık. Çiçekçiden paketlenmiş çiçek tohumu aldık. Not defterimize aldığımız belgeleri zımbalamak için bir kırtasiye dükkanından da zımba ve telini aldık. Skalleftea’da bir fiyordun kenarına kurulmuş. Fiyorttaki kocaman bir su fıskiyesi çok güzel bir su dansı yapıyordu. Çimenlere uzanıp bir süre fıskiyenin dansını izledik. İnsanlar burada kentsel ulaşımı bisikletleriyle yapıyorlar. Sokaklarda çok sayıda park etmiş bisiklet gördük.

Robertfors’dan sonra 30dak. mola verdik. Göl kenarı, yürüyüşü yaptık. Gölde kenarda duran kanolar vardı. Kanoyla fotoğraf çektik. Ayrıca Olous Kyrka isimli kiliseye uğradık. İçi gayet sade idi. Klise bahçesi geniş bir arazide kurulu idi ve  çimenleri, çiçekleri bakımlı idi.Bahçeyle uğraşan gençler gördük.  Çiçeklerin resimlerini çektik. Kilisenin içindeki bayan bize kilisenin kartpostalı ile bir kitapçık verdi.

Saat 14’de Byske’de yol kenarı mola yerinde yemek molası verdik [GPS:FRUOGR]. Makarna üzeri chili sos ile yedik. Byske’de 2 saat kadar bir mola verdik. Byske Baltık Denizi kıyısında bir şehir. Lulea’ya 44 km kala bir benzinciden 95 oktan (9.39Kr/lt) benzin ile depoyu dolduruyoruz. Her benzinciden kaç litre benzin aldığımızı yazdığımızdan dolayı, yakıt tüketimimizi de belirliyoruz. Arabamız oldukça düşük yakıt tüketimine sahip buraya kadar ortalama 5.38lt/100km benzin tüketmişiz. 

Skelleftea Sokaklarından

Skelleftea’daki fıskiye

Sonraki Sayfa