İSKANDİNAVYA'DA GEZİ VE KAMP - 5

Nefer Telefonla Kumanda Cihazlarını İncelediniz mi?

     Başa Dön    Önceki Sayfa       

            Radyoda Türkçe Yayın       

8 Temmuz 2003 Salı  Sabah dinlenme tesisinin tuvaletini inceliyoruz. Çok güzel ve tertemiz. Prefabrik olarak inşa edilmiş ,normal kişilerin kullanımı dışında ,özürlüler ve bebek altı değiştirme için de hizmet verebilecek şekilde dizayn edilmiş. Musluklarından sıcak su akıyor. Yan tarafında içme suyu musluğu ve arka tarafında 220V prizi de var. Tuvaletlerin önüne masmavi çiçekleriyle dolu kocaman bir de saksı koymuşlar. 220V’la çalışan basit plastik cezve şeklindeki su ısıtıcımızı prize takıp suyumuzun kaynatıyoruz. Birinci kaynayan sudan çayımızı demliyoruz ikinciye kaynattığımız suyu da demliğin altına kullanıyoruz. Arabamızın yanındaki masalı bankta bir güzel kahvaltımızı yapıyoruz. Kahvaltıda siyah kafalı bir martı da yanımıza gelerek sofrada bize eşlik ediyor. Ağaçlar üzerinde sanki beyaz bir kılıf kuşatılmış gibi bizim coğrafyamızda göremediğimiz likenleri inceliyoruz. Otların aralarında da değişik mantarlar var. Kilometre sayacımız 405km’yi gösteriyor. Radyodaki konuşmayı anladığımızı fark ediyoruz. Evet Türkçe konuşuluyor. İkimizde çok şaşırıyoruz. 96.9MHz’de İsveç’in ortasında bir Türkçe yayın. 2 gündür radyoda konuşulan hiç bir şeyi anlamıyorduk! 

 

Baltık tarafından Sandvall’un görünümü

                        Baltık Kıyısında Bir Kent “Sandvall”

İsveç’te yol üzerindeki mola yerlerinde bir sonraki yerleşim yeri ile ilgili bilgilerin bulunduğu panolar ve alabileceğiniz dokümanlar ve haritalar var. Sandvall’a girdik [GPS:SANDVA]. Sandvall’da turistlerin arabalarını ve karavanlarını park edebileceği park alanları yapmışlar. Ücretsiz ve Turistik bilgilerin verildiği kulübeler de var. Gelecek rotamıza uygun bol miktarda bilgi ve harita da alıyoruz ve aracımızı parkta bırakıyoruz. Sandvall’da Gustav Adolf  kilisesini geziyoruz. Ingred Bergman ‘ın bu klisede evlendiğini öğreniyoruz. Klisenin bahçesinde biraz dinleniyoruz. Şehrin içinden sakin bir nehir akıyor. Nehrin kenarları tamamen yeşil alan, park ve yürüyüş alanı. Nehirde yüzen bir ördek ailesi çok hoşumuza gidiyor. Onlara biraz bisküvi veriyoruz. Güneş güzel pırıldıyor. Çimenlerin üzerinde bunun tadını çıkartıyoruz.  Sandvall sokaklarında dolaşıyoruz etrafta çiçek satıcıları var. Sokaklarda dinozor heykelleri yavru dinozorlar ve yumurtaları dikkatimizi çekiyor.

Sandvall’daki sevimli dinozor maketleri

Sandvall’daki Gustav Adolf kilisesi

 

                        Nihayet Eksik Kamp Malzemeleri Sorununu Çözüyoruz

Sandvall’da kamp tüpü aramayı da ihmal etmiyoruz. Spor mağazaları satan işyerlerine de bakıyorduk. Timra yönünde giderken IKEA diye bir market olduğunu orada bulabileceğimizi söylediler. Bu arada kartuşlu tüpümüzü getirmediğimize bin defa pişman olmuşuzdur. Neyse zaten yolumuz Timra’dan geçiyor. Sandvall’dan ayrıldık. E4 otoyolundan kuzeye doğru devam ediyoruz. Yoldan IKEA alışveriş merkezini görüyoruz ama hangi çıkıştan çıkacağımıza karar veremeyince geçiyoruz. Bir sonraki çıkış oldukça uzak olmasına rağmen geri dönüyoruz ve IKEA’ya aracımızı park ediyoruz. Burası birçok dükkandan oluşan bir alışveriş merkezi Galleria’yı andırıyor. Bir spor dükkanında ispirto ocağı görüyorum ama oldukça pahalı satılıyor. IKEA’dan dışarı çıkınca arkada  BILTEMA yazan bir yapı dikkatimizi çekti üzerinde bisiklet 999Kr yazıyordu. Bisiklet satıldığına göre fiyatı da Türkiye fiyatında olduğuna göre bir şeyler bulabilirdik. İçeri girince kendimizi cennette gibi hissettik. Burası bir yapı market azmanı!. Her şey var, araba ekzostu bile! Hemen kamp malzemelerinin bulunduğu bölüme yöneldik. İnceledikçe şaşırıyoruz her şeyin fiyatı çok uygun ve çok çeşit var. 4 tane kamp için çatal, bıçak, kaşık konserve açacağı takımını özel kutusuyla, tanesi 24.90Kr’dan, 0.8lt Termos 149Kr, Portatif 10lt su bidonu 44.90Kr, Çok arayıp bulamadığımız kamp tüpü kafasını 98Kr, Tanesi 9.90Kr’dan 6 tane tüp kartuşu aldık. En güzeli de iç içe geçmiş 2 tencere 1 tavadan oluşan ispirto ocağını 129Kr’a aldım, ocak için 4 litrelik kocaman bir bidon kırmızı ispirtoyu da 60Kr’a aldık. Ayrıca pusula, battaniye, güneş gözlüğü ve Nermin’in kaybolan gözlük camının yerine göz numarasına uygun bir okuma gözlüğü alıyoruz. İsveç’teki bütün marketlerde naylon poşetleri parayla satıyorlar. Bu kadar malzemeyi koymak için tanesi 1.5Kr’dan 2 tanede torba alıyoruz ve kasada 894Kr ödüyoruz. Artık içimiz çok rahatlıyor gezi sonuna yetecek kadar tüpümüz ve ispirtomuz var. Biltema’da Kamp Ocağı ararken beklediğimizden fazlasını bulmuştuk ve artık biri ispirtolu diğeri LPG olmak üzere 2 adet ocağımız oldu. Market alanından ayrılıyor ve yol kenarındaki dinlenme alanında yeni ispirto ocağımızla Türkiye’den getirdiğimiz biber ve domates ile İsveç yumurtasından bir güzel menemen yapıyoruz. Artık keyfimize diyecek yok. Tekrar yola koyulunca ilk benzinimizi almak için duruyoruz. Pompanın önüne gelince 95 butonuna basıyoruz ve pompa çalışıyor. Litresi 9.38Kr’dan 200Kr’luk benzin dolduruyoruz. Kasaya gittiğimizde ekrandan onlar da kaç kronluk benzin koyduğumuzu görüyorlar ve ücretini alıyorlar. Basitmiş, bir deneyim daha yaşamış olduk. Kilometre sayacımız 492’ye geldi. Hörnasand’da ICA marketten Ekmek, tuzluklu tuz, Chili Sosu ve mantar konservesi aldık.

 Yollarda sık sık ren geyiği uyarısı levhaları görüyoruz. Sadece tabelalarını değil kendilerini de görmek istiyoruz ama şimdilik tabelalarıyla yetinmek durumundayız. Bir tabelanın önünde fotoğraf çektiriyoruz.

 Yukarıda; Nihayet sıcak yemek hazırlamak için malzememizi aldık.

(İlk menemen i yeni ocağımızda yaparken )

Solda; İsveç’te sıklıkla karşılaştığımız geyik uyarı levhaları.

Sonraki Sayfa