İSKANDİNAVYA'DA GEZİ VE KAMP - 22

Nefer Telefonla Kumanda Cihazlarını İncelediniz mi?

      Başa Dön    Önceki Sayfa       

Dünyanın En Uzun Fiyordu

Dağdan inişe başlarken yoğun bir yağmur başladı. Yol bizi 18km içerisinde 1435m’den deniz seviyesine indiriyor. Daha doğrusu aşağıdaki vadinin dibine iniyoruz. Bu vadi dünyanın en uzun fiyordu olan Sognefiyodunun en sonunu oluşturan vadi. Vadiye inilen yerde Fortun adında bir yerleşim yeri var. Sonunda saat 20:38’de Sognefiyorduna ulaşıyoruz. Suyun rengi yeşil ile mavi arasında  Turkuaz rengi. Bu harika!. Fiyort Skjolden adındaki yerleşim yerinden sonra başlıyor.. 

 Fiyort kenarından bir süre devam ettikten sonra; 5086. kilometreye gelince, bir konaklama yerine ulaştık. Burası hoş bir yer akşam yemeği yemek için uygun olduğunu düşündük. Tesiste tuvalet ve bulaşık yıkamaya uygun lavabo da vardı. Tesis binası güzel ahşap bir binaydı. Sanırım güneşli sıcak günlerde çevrede yaşayan insanlar buradaki çimenleri güneşlenmek için tesis binasını da giyinip soyunmak için kullanıyorlardı. Yağmur yağma olasılığına karşılık, yemeği arabanın yanında yaptık. Yemek olarak makarna pişirip üzerine ketçap sıkıp yedik.

Mola yerimizde bizden başka 2 karavan da konaklamıştı. Hemen yanımızdaki Volkswagen karavandakilere de demlediğimiz çaydan ikram ettik. Halis Giresun çayı. Yanımızda yol boyu yetecek kadar çay getirmiştik. Her ne kadar Avrupa’da dolaşıyorsak da poşet çayla yetinecek halimiz yoktu!. Karavandakiler bir alman çift. Peter, Volkswagen firmasından emekli olmuş. Kendisi kalite mühendisi imiş. 2 saat kadar muhabbet ettik. Onlar da Norveç’den “Smoked Fish” almışlar. Öve öve bitiremediler. Yolda ben de bu balıkla ilgili tabelalar görmüştüm ama ne olduğunu sormamıştım. Meğerse somon balığının birtakım tütsülü bitkilerin yanında  bekletilip kokulandırılmasıyla elde ediliyormuş. Bize birer parça ikram ettiler. Nermin yiyemedi, ben yedim ama doğrusu pişmiş balığı tercih ederim. Alman bayanın adı da Heidi. Peter ile Heidi çok güzel uymuşlar tıpkı çocukluğumuzda izlediğimiz çizgi filmin kahramanlarının ismi gibi. Burada uzun süre konaklayınca yola daha devam edilmezdi. Fiyort kenarındaki çimenin üzerine çadırımızı kurduk [GPS:CADIR2]. Etrafta evler de bulunduğundan çadırımızı evlerden gözükmeyecek şekilde bir yere kurduk. Ne olur ne olmaz. 

25 Temmuz 2003 Cuma  Sabah yine yağmurla uyandık. Etrafın bu kadar yeşillik olmasında, böylesi sık olarak yağmur yağması etkilidir diye düşündük. Kahvaltımızı çadırımızda yaptık. 

Sognefiyord kenarında konaklamamız. 

Saat 10 gibi konaklama yerinden ayrıldık. Hermansverk’de Esso Benzinciden 8.73Kr/lt den 110Kr’luk benzin aldık. Saat 12:36’da Hella’ya [GPS:HELLA] vardık. Buradan feribotla Vangness’e geçeceğiz. Araç için 53Kr yolcu için 21Kr olmak üzere toplam 74Kr ödedik. Feribot fiyordun karşı kıyısına kadar 4 km’lik yolu 15 dakikada aldı. 

Artık 13 nolu karayolundayız. Yol üzerindeki Vik’de aracımızı otoparka parkettik [GPS:VIK]. Şehri gezerken ekmek almak için markete girdik. Marketten çıktığımızda sağanak şeklinde bir yağmur yağıyordu. Araba çok yakında olmadığından arabaya kadar çok fazla ıslanacaktık. Marketin kapısının önünde uzunca bir süre bekledik. Ama  yağmurun durmaya niyeti yoktu. Biraz yavaşlayınca arabaya kadar koşu yaptık. Yinede sırılsıklam ıslanmıştık. Hareket ettik. Yolumuz yukarıya doğru yöneldi. Artık Sognefiyordunu arkamızda bırakıyorduk. Yukarıdan panorama çektik. Bu noktaya kadar güzel manzara gördüğümüz yerlerde dijital makineye ilaveten Zenit ile dia da çekiyorduk. Yukarıdan Sognefiyordunun son fotoğrafını da çekecektim. Ama Zenit daha poz olmasına rağmen makina fotoğraf çekemiyordu. Karıştırırken bir anlık şaşkınlıkla arka kapağını açtım. Hemen uyanıp geri kapattım ama buraya kadar çektiğim pozlar yandı diye çok hayıflandım. Nede olsa fotoğraf çektiğimiz yerlerin hepsi geride kalmıştı. İstanbul’a götüreceklerimiz, fotoğraflardı. İstanbul’a döndükten sonra sadece birkaç fotoğrafın yandığını öğrenince rahatladım. Zaten makine çekmiyor diye boşuna panik yapmışım!. Sadece dia 36 poz yerine 24 pozlukmuş. Ben de 36 poz olduğunu düşündüğümden böyle bir saçmalık yaptım!.

Feribot geçişi için beklerken. Sognefiyordun bir kolunun tepeden yağışlı bir havada görünümü. 

Mölset ile Vinne arası dağlık. Yer yer karlar var, göller ve şelaleler de var. Güzel bir yer. Çok panaromik yerlerden geçiyoruz. Nesheim manzarası çok güzel ,etrafta çok sayıda göl var [GPS:NESHEI]. Göller ile birlikte yeşilliği de çok bol. Evler güzel. Bir tane de koyun yanımıza sokuldu. Kendini sevdirdi. 13 nolu karayolundan E16 karayoluna geçtik. Bu yol Bergen’e kadar gidiyor. 

Tvinde’de Tvinde Camping [GPS:TVINDE] yanında büyük bir şelale vardı. Selalenin yanına gidip. Fotoğraf çektim. Çok yaklaşınca şelaleden uçuşan su zerreleri her yerimize yapışıp ıslatıyordu. Fotoğraf makinası ve kamera ıslanmasın diye çabuk uzaklaştım. Şelalenin uzaktan da resmini çektim. Bu arada Nermin yok kenarında küçük dağ çilekleri gördü. Tabii ki hemen toplamaya başladı. Ben de katıldım. Çilekler oldukça lezzetli imiş. Voss’tan durmadan geçtik [GPS:VOSS]

Yeşil vadi. Tvinde şelalesi ve topladığımız dağ çilekleri. 

Sonraki Sayfa