İSKANDİNAVYA'DA GEZİ VE KAMP - 25

Nefer Telefonla Kumanda Cihazlarını İncelediniz mi?

      Başa Dön    Önceki Sayfa       

Oslo

Oslo’da hava sıcaklığı 21.5°C. Oslo’ya otoyoldan gidiyoruz. Otoyoldaki bir dinlenme yerinde güneş görünce çadırımızı serip kurutmaya çalıştık. Manzaralı güzel bir dinlenme yeri. Burası yüksekçe bir yerden Oslo Fiyorduna bakıyor. Burada yanımızdaki meyvelerden yedik. Otoyol çıkışında 15Kr aldılar. Kavşakta yolumuzu karıştırıp tekrar otoyola girince bir daha otoyol parası ödemek zorunda kaldık. Saat 13 civarında Oslo’ya vardık. Arabamızı park ettikten sonra önce karşımıza çıkan bir kiliseyi gezdik. Oslo’da meydanlarda çok sayıda heykel var. İlgimizi çeken heykelleri fotoğraflıyoruz. Neyse ki dünkü yağmurun yerini güneş aldı. Sokaklarda tramvaylar işliyor. 

Bir kenarda da dizili bisikletler gördük. Bisikletleri depozito verdikten sonra küçük bir kira bedeli karşılığında kiralıyorlardı. Ancak depozito bedeli bisikletin fiyatından daha pahalı idi!. Sokaklarında yaya olarak yürümeye devam ediyoruz. Sokaklarda sokak çalgıcıları da vardı. Hatta bir mağazanın önünde palyaço kıyafetli biri ince uzun balonlardan çok güzel figürler oluşturup çocuklara veriyordu. Ulusal tiyatro binasının olduğu yeri de gezdik. Sokaklarda gezerken içinde turist dolu iki vagonu çeken buharlı lokomotif görünümünde bir araca da rastladık. Güzel görünüşlü posta kutularını fotoğrafladım. Heykellerin başlarının üzerine tünemiş kuşlar çok hoş görüntüler oluşturuyorlardı. Ancak heykellerin bu ziyaretten elde ettiği getiri, pek de hoş değildi! Franklin D. Roosevelt ile fotoğraf çektirdim. 

Uzunca bir şehir yürüyüşünden sonra iyice yorulmuştuk. Rıhtımın kenarındaki kaleye girdik. Kalenin içi çimenlikti. Kenara manzaralı bir yere oturduk. Bisküviyle karnımızı doyuruyorduk yanımıza hemen birkaç martı ve güvercin geldi. Biz de yiyeceğimizi onlarla paylaştık. Martı çok sokulgandı ve yiyeceği elimizden alıyordu. Sonunda da bir kahkaha atarak yanımızdan uzaklaştı. Oslo’nun tepelerinde kayak merkezlerinin hızla kayılıp uçulan pistleri görülüyordu. Yağmursuz saatler çabuk bitti ve daha Oslo’da gezebilecek çok yer varken yeniden yağmur başladı.

Arabamıza döndük ve Foranger parkının olduğu yere doğru hareket ettik.Bu park ta Gustav Flobert’ın 40 yıl boyunca yapmış olduğu çalışmalar bu parkta bir arada görülebiliyor. Burada yüzlerce heykel var ve hepsi ayrı güzeldi. . Park da oldukça büyük. Foranger Parkını gezerken yağmur iyice yoğunlaştı. Yoğun yağmura rağmen,  paktaki çiçek ve heykel fotoğraflarını çekmeyi sürdürdüm. Şiddetli yağmurun altında biz nasıl daha az ıslanırız diye çabalarken,  yanımızdan bir genç kız geçti ve yağmurun altında çok mutlu gözüküyordu. Kısa bir şort giymiş, kulağına volkmeni ni almış, hem koşup hem de müzik dinliyordu. Yağmur onun temposunu hiç değiştirmiyordu.  Bu yağmur biz arabaya dönene kadar bizi iç çamaşırlarımıza kadar ıslattı. Halbuki üzerimizde yağmurluk da vardı. Bu park Oslo’da gezdiğimiz son yer oldu. Saat 20 gibi Oslo’dan ve yağmurdan adeta kaçarak  ayrıldık. . Mos’a gelmeden tekrar bir 15Kr otoyol parası ödedik. 

Oslo yakınlarından birkaç manzara. 

Solda kiralık bisikletler. Sağda Oslo caddelerinden. 

Oslo sokaklarında turist gezdiren tren! 

Ulusal tiyatro binası sağda. 

 

 

Kalede dinlendiğimiz ve martıyla muhabbet ettiğimiz yerden Oslo Fiyordu.

Martılar bazen heykellerin tepesinde bazen de son derece samimi olarak yanımızda. 

Foranger Parkı 

Foranger parkındaki heykeller.

Foranger parkındaki çiçekler. 

Oslo merkezindeki Franklin Roosevelt ve Foranger parkındaki heykeller. 

Foranger parkından birkaç görüntü daha. 

Sonraki Sayfa