İSKANDİNAVYA'DA GEZİ VE KAMP - 9

Nefer Telefonla Kumanda Cihazlarını İncelediniz mi?

      Başa Dön    Önceki Sayfa       

Rovaniemi’de “Napapirin Suari-tuvat” Kamp Alanında. 

Çadırımızı akarsuyun hemen kenarına kurduk. Burada iki şişman bayan nehrin buz gibi sularına girip yüzdüler. Çadırı kurduğumuz yerden 2 ayrı kayakla atlama pisti görülüyor. Rovaniemi tam bir kış sporları cenneti. Kampta çok güzel, ahşaptan 3 kişilik Bungalov tipi evler var. Evlerin ısıtmaları da olduğundan kamp kışın da aktif olarak kullanılıyormuş. 3 kişilik Bungalov fiyatı da 35EUR. Buraya kadar 4 günde 1285km yol kat ettik. Ortalama günlük 320km yol almışız. Göl kenarındaki kampta akşam çevre yürüyüşü yaptık. Sonra yemek yiyip yattık. Yeni aldığımız matlar sayesinde daha rahat ettik.

11 Temmuz 2003 Cuma sabahı kahvaltımızı kampın ahşaptan yapılmış masalar bulunan bir tesisinde kahvaltımızı yapıyoruz. Kahvaltımızı hazırlarken genç bir kız bulaşıklarını yıkamaya gelmişti. Biraz sohbet ettik. Onlar da İspanya’dan otobüsle gelmişler. Onlar da Nordkapp ve Norveç kıyıları gezdikten sonra İspanya’ya döneceklermiş. Ayrıca  Nermin Hollandalı bir bayanla daha  tanışıyor. Onunla da biraz sohbet ediyor. Bayanın öğretmen olduğunu ve Türkiye gibi güney ülkeleri sıcak olduğu için gitmediklerini öğreniyor. Onlar da Gemiyle Helsinki’ye geldikten sonra,  arabayla Finlandiya’yı dolaşıyorlarmış. Kamptan ayrılınca KKKK Rovaniemi CityMarket’ten meyve ve gıda malzemesi alışverişimizi yapıyoruz. Burada sebze ve meyveleri, müşteri kendisi tartıp etiketini torbaya yapıştırıyor. Biz de aynı şekilde yapıyoruz. Türkiye’de sebzeler ya kasada tartılıyor ya da tartı için ayrı elemanlar bulunuyor. Benzinciler de aynı şekilde. Marketten ayrıldığımızda saat 14:52’yi gösteriyor.

Napapirin Suari-tuvat Kampındaki “Geyik Muhabbeti” Köşesi 

Kamp alanı yakınlarında bir geniş açı manzarası. Görüntü 180 derecedir. 

            Kutup Çemberini Aşıyoruz

Bugün hava sıcaklığı 17.5°C . ESSO benzinciden de depomuzu dolduruyoruz. 1.059EUR’dan 19.69lt benzin alıyor. Saat 16:22’de kutup çemberini aşıyoruz. Kutup çemberinin olduğu yere Santa Park [GPS:057] adlı çocuklar için tahtadan oyuncakların olduğu bir tesis yapılmıştı ve Tanıtım Merkezi  vardı. Ama GPS’ye göre tesis yeri kutup çemberine göre birkaç yüz metre hatalı idi. Dünyanın dönme ekseni 23° 27’ eğimli olduğundan; kutup çemberinde yılda sadece bir gün güneş batmaz, bir gün de güneş doğmaz. Bu tarihler bizim için en kısa ve en uzun gün olan 21 Haziran ile 21 Aralık. Yani burada 21 Haziranda hiç güneş batmıyor. 21 Aralıkta ise hiç doğmuyor. Burası Türkiye’den 26° daha kuzeyde. Bu tesis Santa Park Yani Noel Baba Parkı!. Orası Noel Baba parkı ise; Finike’deki Demre, Noel Baba’nın yaşadığı yer değil mi? Neyse bu soruya bizim yanıt bulabilmemiz çok olanaklı değil. Bir de tesisten orman içine doğru giden tahtadan bir yol vardı. Bu yolda 500m kadar yürüyüp sonuna gitmeden geriye döndük. Yola devam ederken Norvala adlı bir kampın yanından geçtik. Göl kenarında güzel bir kamp. Biz de bu akşam Inari gölüne ulaşmayı hedefledik. Finlandiya’daki yol kenarı dinlenme yerleri kötü, tuvaletleri de pis!. İsveç bu yönden çok güzeldi. Tuvaletlerde sıcak su bile vardı. İsveç’te dikkatimizi çeken bir özellik de yol kenarlarında reklam tabelası yoktu. Finlandiya’da ise reklam tabelaları görülmeye başladı. Yollar İsveç’tekine göre daha bakımsız. Finlandiya’da çok sayıda irili ufaklı göl var. Göller o kadar fazla ki yolda giderken ne tarafa baksanız göl görüyorsunuz. Ana yoldan ayrılıp göl kenarına gitmek gibi bir arzu duymuyorsunuz.

Kutup çemberi tesisindeki ormana giden tahta yol. 

Yollarda turistik eşya satan birçok tesis var.

Geyikle Buluşma      

Rovaniemi’den ayrıldıktan 250km kadar sonra Saariselka’da saat 21:20 yolda önümüze rengeyiği atladı. Hemen kameraya çekim yapıp, fotoğraflarını çekmeye çalıştık. U.Kenkonen Ulusal Parkının yakınlarında gördük [GPS:GEYIK]. Oh bee. 1575 km’dir. Bir geyik göreceğiz diye her yana bakıyorduk ama sadece geyik uyarı tabelalarını görüyorduk. Nihayet canlı bir geyik gördük. Biraz sonra bir de geyik sürüsü gördük. Artık neşemiz bayağı artmıştı. 

İlk geyik sürüsüyle karşılaşmamız.

Beyaz geyik 

Finlandiyanın Kuzeyinde Büyük Bir Göl, İnari Gölü

22:14’de Ivalo’yu geçtik [GPS:IVALA]. Saat 23:30 civarında, Inari gölünün yanında, LA3 Ukonjarvi/Ivalo kampinge geldik. Biz kampın incelemeye başlamıştık ki kamp görevlisi olduğunu düşündüğümüz biri. Kampın dolu olduğunu yer kalmadığını söylediler. Zaten bizim gözümüz de kampı pek tutmamıştı. Biz de göle paralel ilerlemeye devam ettik. Kampın bir km kadar ilerisinde, ağaçların altında göl kenarında bir yer bulduk [GPS:INARI]. Bulduğumuz yerde 2  araç bizden önce gelip yerleşmişti. Akşam tavuk pişirdik . Yemeğimizi yedikten sonra saat 01:00 de yattık. Yatarken yakınımıza bir karavan daha geldi. 

12 Temmuz 2003 Cumartesi  Sabah güneşin yakıcı ışığıyla saat 9:30 gibi uyandık. Biz kahvaltımızı hazırlarken karavancılar göle girme girişiminde bulundu ama su soğuk olunca vazgeçtiler. Bu karavancılarla görüştük, Almanya’dan geliyorlarmış, Finlandiya’ya Stockholm-Turku üzerinden gelmişler ve kuzeye buraya kadar gelmişler. Biz de kahvaltıdan sonra ayaklarımızı göle soktuk ve göl kıyısında biraz oturup manzaranın tadına vardık. Gölün kenarında düz kayalar ve küçük çakıllı bölgeler var. Gölün suyu tatlı. Kıyıda Kızılderili çadırı şeklinde yerleştirilmiş bir tahta yığını da görüyoruz ama buna bir anlam veremiyoruz. Buraya kadar 1631km yol aldık. Hareket etmeden önce hava sıcaklığını 21°C olarak not alıyoruz. GPS’ye göre denizden yüksekliğimiz 157m. Güzel bir hava var. Kahvaltıdan sonra 11:00’da İnari gölünden ayrılıyoruz. 

Göl Kenarında Kamp Yaptığımız Yerden Inari Gölünün Panaromik Manzarası. 

Göl Kıyısı

Çadır Gibi Yapılmış

Bir Barınak.

İnari Kampımız ve Komşular.

Inari şehrini geçince yolda yine geyikleri gördük. Bu sefer onların yanına gittim. Ama kaçarlarken fotoğraflarını çektim. Nermin’de kamerayla görüntüledi. Yol kenarlarında çok güzel hediyelik eşya dükkanları var. Elinde kocaman bir somon balığı yakalamış kocaman ayı maketleri var. Öğleden sonra dedim ama burada zaman kavramını da biraz yitirdik. Güneş hiç batmıyor, öğleden sonra dediğim de saat 16:20. Güzel ve kimsenin bulunmadığı bir göl kıyısında, daha doğrusu birbirlerine birkaç 10 metre arayla duran göllerin arasında öğlen yemeği için duruyoruz. Güzel bir sucuklu yumurta yaptık. Sucuğu ta İstanbul’dan beri taşıyorduk. Kısmet burayaymış. Buralarda çok sinek var bize hiç rahat vermiyorlar. Sivrisinekler de var ve kocamanlar. Biz de üzerimize sinek kovucu losyon sıkıp savunmaya geçiyoruz. Sineklerden kurtulunca manzaranın keyfini daha rahat sürüyoruz. 

Finlandiya’daki Göllerden Biri. 

Sonraki Sayfa